Nutukçu Öğretmene Tarih Penceresinden La Fontaine Eleştirisi 2
Bir önceki masalın yazımında eksiklik var mı diye internetten araştırma yaparken, nutukçu öğretmenler hakkında başka bir La Fontaine masalı ile karşılaştım. Okuyanların algılarına haksızlık etmemek için, masala ilişkin kısa yorumumu sona bırakıyorum.
ÖĞRENCİ, UKALA ÖĞRETMEN VE BAHÇE SAHİBİ
Öğrenci olduğu belli çocuğun biri
Bir yandan yaşının küçüklüğü gereği
Öte yandan ukala hocaların da,
Çocukların akıllarını bozmakta
Birebir olmalarından ötürü,
İki katlı sersem iki katlı haşarı,
Girip bir komşusunun bahçesine
Çiçekleri, meyveleri yolar dururmuş.
Bu komşuya, sonbaharda, Pomona Tanrıça
En güzellerini verirmiş meyvelerin.
Her mevsimi ayır güzelmiş bahçenin;
İlkbaharda da Flora
En güzel renklerini dökermiş oraya.
Adam öğrenciyi görmüş bahçede bir gün.
Seninki çıkmış bir meyve ağacına hoyratça,
Yoluyormuş tomurcukları bile
O canım, o nazlı umutlarını
O bolluk müjdecilerini bahçenin.
Daları da kırmaya başlayınca
Bahçe sahibi bir adam yollamış okula
Gelsin de görsün diye öğretmen.
Hazret bir sürü çocukla gelmez mi?
İlkinden beterleriyle dolmuş bahçe.
Ukala işi ciddiye almış aklınca;
Zararı büsbütün arttırmış getirmekle
İyi eğitilmemiş bir haylaz sürüsünü.
Neden mi yapmış bunu? Çünkü
Vereceği cezanın bir ibret olması gerekirmiş,
Bütün öğrencilerin ömürleri boyunca
Hatırlamalıymış verecek olduğu dersi
Bunun üzerine Vergilius’tan Cicero’dan
Bir şeyler okumuş bilgilik sata sata.
Çektiği nutuk o kadar uzun sürmüş ki
Bahçenin altı üste gelmiş bu arada.
Nefret ederim nutuklardan
Yersiz ve tükenmez oldukları zaman.
Öğrencilerden beter bir şey varsa dünyada
O da ukala öğretmendir bence.
Hiç komşum olmasın daha iyi
Bu ikisinden biri komşum olacaksa.
La Fontaine, Masallar
Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu
Bu masalı da okuduktan sonra, aklıma Kayhan Hocanın 4. KZE Eğitimi sertifika töreninde söyledikleri geldi. “Biz öğretmenlerimizi bize öğrettikleri ile değil bıraktıkları duygularla hatırlıyoruz.” La Fontaine’nin öğretmeninin onu vaazlardan bezdirdiğini ve onda ne kadar kötü duygular bıraktığını gördükçe, daha önce öğrencilerime attığım nutukları hatırlayıp irkildim. Acaba ben de öğrencilermin biri ya da birkaçında benzer bir bezginlik yaratıp, onlardan bir Türk La Fontaine’i yaratmış olabilir miyim? Umarım zaman şüphelerimi haksız çıkarır.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...